ORGAN BAĞIŞI HAKKINDA DÜŞÜNCENİZ

5 Kasım 2010 Cuma

KAYBOLUYORUM ÇOĞULLUKLAR İÇİNDE




Uyku,bu gece de almadı beni koynuna.Nice hayatları seve,seve sarıp sarmalarken,bir ben çok geldim.Bir ben yer edinemedim o koskoca deryada...Yıllardır her gece boğuşup dururum uykuyla.Taa ki,dışarıda ki yaşam sesleri kulaklarıma yankılanana dek...O mu yorulur,ben mi yorulurum?Bilinmez...Bildiğim,kısacık bir kirpik ucu değimi düşer payıma...
Anlaşıldı,bu gece de uğramayacak gözlerime.Yine yalnızlığımın sessiz çığlıklarıyla,savrulup duracağım karanlık odamın duvarlarında...Yine,dakikalarca takılı kalacak gözlerim,yelkovan ile akrebin bitip tükenmeyen yarışına.Yelkovan,her zamanki gibi akrebi geçecek.Dakikalar zamana dönüşecek.Gece,en görkemli haliyle görevini yapmanın mutluluğuyla,yerini güne devir edecek...
Peki,ya ben!...Yine gözlerim bir avuç kan çanağı,kirpik uçlarıma astığım düşlerin özlemiyle bitap düşeceğim.Bir çok hayat,gerine gerine yeni bir güne başlarken isyan edeceğim belki...Ve yine kızacağım uykuya."yine sokmadın beni koynuna..."Umursamayacak,bilirim!..."Gece görüşürüz!"deyip,gülümseyecek hınzırca bana el sallayarak...
Hafifçe doğruluyorum,yorgun bedenimin işgal ettiği yatağımdan.Bir kaç saç teli düşmüş yastığıma.Hafif grimsi.Aynalarda,özenle taradığım saçlarım;sizde mi terkediyorsunuz beni?Karanlığı tam orta yerinden bölen,beyaz perdelerimi aralıyorum.Artık ezberlediğim gecenin yüzüyle göz göze gelmek için.Hemen hemen her gece yaparım bunu.Bir nev-i alışkanlık oldu.Ne değişecekse!...Yine o flu cisimle karşılaşıyor ilk önce bakışlarım.Hafifçe gülümseyip,selamlaşıyoruz.Kırık-dökük acı,eksik kalmış bir gülümseyiş yanşıması düşüyor gözbebeklerime...
Şöyle bir "Heyt be,yeter artık! bıkmadınız mı benim sessiz çığlıklarımdan."deyip,bütün özlemlerimi tırnaklarım kanatırca sakladığım yumruğumu savursam,Güneş'e değer mi her gece böylesine yitip gittiğim,katran karası yalnızlığım...Peki,çığlık çığlığa boğulduğum yalnızlığımda,kim yoldaş olacak ki bana!..."Nankör değilim."diye fısıldıyorum,kendi kendime...Gece,ay,yıldızlar,boş sokaklar,bahçedeki incir ağacının çıplak dallarına ışıklarını düşüren sokak lambası cimrilik etsede ışığından,birazcık paylaşmıyor mu benimle?Yalnızlığımın yoldaşları değil mi?Kızıyorum kendime."sadık dostlara ihanet olur mu?"Bir an denesem ihaneti,şimdi ışığı açsam; bir an da olsa aydınlanacak karanlık odam.Işık oynaşacak,eşyaların en kuytu yanlarında koşturarak.Can kırıklarının dolu olduğu,başucumda ki benden durmuş olan çerçeveye ilişecek gözlerim.Zırıl zırıl kanatacak,sızlayan yaralarımı.Bıkıp usanmadan hasretleri haykırdığım,mavi duvarlar üstüme üstüme gelecek.Büzülüp kaldığım yatağım,bir zamanlar kumral saçlarımın huzurla uyuduğu yastığım,boğum boğum boğacak beni.Saatin tik-taklarına esir edeceğim kulaklarımı.Kirpik uçlarım asılıp kalacak,akrebin kör gözlerinde.Ve yalvaracağım yine "ne olur gör beni!Çabucak geç git!Bitsin bu yalnızlığım.Suskunluğumun yerleşip kaldığı,bu eşyaların arasından kurtar beni! Denizlere dönüşen avuç avuç yeşilimsi göz yaşlarımı,çal parmak uçlarımdan...Savur gecenin karanlık,zemheri ayazlarına.Bir yudumcukta olsa aydınlatmaz mı ?Bir damlası da olsa yakmaz mı,üşüyen yalnızlığıma yeşil bir ışık..."Nafile!...Boşunadır yakarışlarım.Sessiz çığlıklarıma ağu olmaktan başka bir işe yaramaz bilirim...Işığı kapattığım an da yine kendimle başbaşa kalacağım,karanlıklar içinde...Aydınlıklar içinde "seni" bulamadım ki!Flu bir hayal olsa da,seni...seni...düşlemek uğruna vazgeçiyorum ışığı yakmaktan.Yeşilimsi göz yaşlarımın avuçlarımı kavurmasına alıştım nasıl olsa...
Tahminim;zaman 03-04 arasıdır.Ulaşılmazım,gelmeyenim;sen belki de en tatlı düşlerin koynunda uykuların en koyusundasın.Belki de!...Teninin kokusuna el süren parmak uçlarında kayboluyorsun...Benim gecenin,yıldızların,karanlıkların içinde kaybolduğumu,hasretini her gece dirhem dirhem sokak lambasına astığımı belki de biliyorsun.Biliyorsun;nasıl dönüp dolaşıp senin yokluğunda kaybolarak, sen olduğumu...Bütün ışıkları yollarına yaktığımı.Gönlümü,adının her bir harfine parangaladığımı.Kalemim,hece hece seni yazarken,nasıl satır satır solduğumu.Hasretin en geberten koyusuna,en dibe kadar battığımı.Ve,çentiklerini vura vura tenimin tarihine kazıyan mevsimlerin,son deminde olduğumu...Belki de!...Belki de!...Neyse,boş ver!...Biliyorsun işte...Kardelen ile hercai menekşenin aşkını............
Gönül defterim,sırdaşım; "affet beni.Yine başını ağrıttım.En güzellikleri çizemedim sayfalarının arasına.Biliyorum,yeşilimsi göz yaşlarımla seni nasıl acıttığımı.Ama,her şeye rahmen mavilerimi yitirmedim.Sana söz;mevsimlerim son deminde de olsa,hayat gülümserse bana,pespembe harflerle boyayacağım bütün güzellikleri...En koyu karalara inat...Silinmeyeceğini bile bile,kopartacağım sararan yaprakları teker teker...Sen benim nice yalnızlıklarıma sırdaş oldun.En az benim kadar acıları tattın,çarpuk-çurpuk harflerimle...Dayanmaya alıştın,bilirim!...Ve sevgili yoldaşlarım;gecem,ay,yıldızlar,sessiz karanlıklarım,sokak lambam.Bekleyin beni.Güneş ufukta kaybolduğu an da,yine size sığınacağım en koyu yalnızlığımla...Ve uykum;ne olur gel artık koynuma.Yolumuzu sevgilinin yamaçlarına düşürelim.Yorgun gözlerim dinlensin,en düş değmemiş yanlarında.Kayıp olayım kahvemsi gözlerinin düşlerinde...Sonsuzca...Sonsuza...........
03.01.............11.11.2007/Kadıköy
(Gecenin bir yerlerinde yitiğim.Adım belli ama,bilmiyor ki sevgili...)